12 Mart 2009 Perşembe

Mantar Çorbası

Geçen hafta Derya yengemize gittiğimizde bize sulu köfte ve mantar çorbası yaptı. ''Aaa bu etli oğluma yedirmeliyim'' bir iki kaşık aldı sonra ağzını açmadı benim tosunum alternatif olarak mantar çorbası deneyelim dedim ''mmmmm''benim çorbamın yarısını yedi.Burdan çıkarılacak sonuç oğlumunda damak zevki var.
7,5 aylıktan beri biz sofrada ne yersek onu yiyor oğlum yemekler az salçalı ve tuzsuz hiç birşeye benzemiyor tadı ama ne yapalım gözünü kapat yee. Her türlü fedekarlığa katlanıyoruz bu da farz oldu artık sonradan atılan tuzda daha fazla tuz yüklenmesine sebep oluyor. Bir çare bir çare..
Büşra'cım yazıyı okuyacağına inanıyorum yemeklere yazın kandi yaptığım domateslerden koyuyorum cam kavanozlara doldurdum ama kararsızım sonuçta konseveye giriyor sonra düşünüyorum'' marketten aldıklarımdan iyidir'' sen ne fikirdesin? Haa birde günde elma, muz, portakal, mandalina, kivi, armut!!!! değil tabii bu gruptan 3 porsiyon yiyor ama herkes çok fazla olduğunu söylüyor.Sen ne kadar veriyordun Ada'ya? Geçen hafta meyvayı azalttım bu seferde kabızlık yolunda ilerledi oğlum.
Baba: Daya meyvayı Esra
Alttan üsttende zeytinyağı takviyesi işlem tamam.
Daha nemi yiyor 1 adet balık,karnıbahar pazı , ıspanak, pırasa makarna bulgur, pilav,patetes her çeşit çorba ve artık nerdeyse hiç ezmiyorum dişi yok oğlumun ama
diş etleriyle çevire çevire eziyor. ağzı doluykende 2. kaşığı hiç almıyor. Maşallah diyelim . Bu arada bu yazı Büşra' yazılan bir mektup gibi oldu. ne çok soruyorum sana çok sağol bu arada.
Veee oğlumun çok sevdiği mantar çorbasının tarifi ben bilmiyordum belki benim gibi bilmiyenlerde vardır.

MANTAR ÇORBASI
Malzemeler:
1 kase mantar
1 bardak süt
3 kaşık un
1 adet domates( varsa)
su
1 tutam dere otu

Yapılışı:
Tencereye yağı koyup unu kokusu gelene kadar karıştırıyoruz. soğuk su ve sütü dökerek kıvamını ayarlayıp kaynamaya bırakıyoruz.Bir taraftada mantarları, domatesi soteleyip çorbanın içine ilave ediyoruz dere otunuda koyup iki taşım kaynat vee çorbamız hazır..
Derya yengemize tarif için teşekkürler.


Foto çekmemiştim bir yerden buldum işte

11 Mart 2009 Çarşamba

Tuna'mın Winnee The Pooh'su

Sonunda oğlumun Winnee The Pohh'sunu yıkadık ütüledik ve teşhire sunabildik. Mışıl mışıl uyu bebeğim...



10 Mart 2009 Salı

Hafta sonu süprizi

Cumartesi günü gelecekken Pazar günü gelmeye karar veren anne ve babanın arkadaşları geldiler hem de elleri dolu dolu...
Gelirgelmez Tayyar, Ali amcaları ve babamız hediyelerin üzerine üşüştüler uçağımızı ve aktivite tahtamızı kurmak bahanesiyle çaktırmadan biraz geçmişede döndüler.. benim Tuna'mın uykusununda gelmesiyle mızmızlanması ve çıkan seslerden ürkmesi oyuncaklardan uzaktan tanışmasına sebep oldu biraz..
Emine ve Ebru ablamız Tayyar ve Ali amcalarımız sizleri seviyoruz hediyeler için çok teşekkürler.
Ertesi güne Tuna biraz daha yaklaştı biraz daha uzun süre oynadı şimdi ise başından ayrılmıyor yalnız uçağımıza oturtamadık hala biraz ürküyor ses çıkarmasından



9 Mart 2009 Pazartesi

Tuna'mın Toprak Ana'yla buluşması

Ve sonunda oğlum çimlerle çer çöple yakın temasa geçti. Hergün dışarı çıkıp arabasından gördüğü çimlere oturunca hemen yolmaya başladı benim oğlum ardındanda köpek kovalamaya başladı her çocuk gibi çok seviyor dışarı çıkmayı.



7 Mart 2009 Cumartesi

4 Mart 2009 Çarşamba

Poz verme






Tosunum uyuyorda uyuyor. Oğluşuma dün Derya yengesiyle Winnie the Pooh'lu nevresim takımı ve battaniyesi aldık Pooh'yu tanıyo kitabını görse ya da daha küçük versiyonu görse sırıtmaya başlayıp sarılıyo battaniyesiyle karşılaştığındada aynı şeyi yaptı önce sırıttı sonra yüzünü sürtmeye başladı bunda yumuşaklığınında verdiği bir şey var tabii çarşıdan geldiğimizde çok yoruldu ama yorgunluktan mı acaba 45 dak. uyudu uyumadı, gecede amcalardan dönüp 9 da uyuyunca sabah uykusunu bir hayli uzattı benim oğlum.
Oğlum artık pozda vermeye başladı fotoğraf makinesinin kırmızı ışığını görür görmez. burnunu kırıştırıp sırıtıyor böylece pozunu tamamlamış oluyor Derya yengesi bayıldı bu haline bir şu haline bakında gülümseyin

2 Mart 2009 Pazartesi

Babamızın kelebek günü



Hafta sonu yine geldiği gibi hızla geçti ve okuldayken işe gidiyorum diye hayıflanırken şimdide Murat gidiyor diye üzülüyorum hele Pazar akşamlarını hiç sevmiyorum Pazartesinin gelmesi ve bitmek tükenmek bilmeyen maç programları..
Neyse babamız ufak bir alışveriş yapayım diyerek kahvaltısını etmeden çıktı çıkış o çıkış gitti gelmez çay kaynaya kaynaya et oldu derler bizim orda aynen o vaziyetteyim telinide almamış kimi arayacağım 12: 30 ' da geldi elleri poşet dolu.
'' Esra Esra hadi hemen çıkalım acayip indirim var kahvaltıyı falan boş ver ''
'' Ya dur acımdan ölüyom iki lokma bir şeyler yiyelim''
'' ııhh ııı ııı olmaz hadi çok heyecanlıyım yalnız çok kalabalık sinirlerime hakim olmalıyım'' derken..
Sonunda yola koyulduk ben o kadar tezgahı deşen, askılara üşüşen insanın arasından bir tek gömlek alabildim. Babamızsa bir dolu daha poşet... Sonunda eve geldik. Ama hızını almadı bir daha gitti ve yine elleri dolu dolu geldi tüm gün Boynerdeki kelebek gününü kutlamakla geçirdik anlayacağınız..


Amcalarla bir fotomuzda burda olsun istedim