24 Şubat 2010 Çarşamba

'' Ooooo O''

Kitaplarımız ve resimler :))



Aslıhan' da okumuştum.Artık Tübitak'ın erken çocuk kitaplığı serisi basılmayacakmış diye. O sebeplen kolları sıvadım gerçektende istediğim bazı kitaplar yoktu, basımı kalkmıştı.Almak isterseniz bir an önce sipariş verin arkadaşlar.Erken çocuk kitaplığından farklı kitaplarıda aldım. Mevsimler serisi harika! Altın kitapların miniklerin dünyası ve nasıl davranalım adlı kitaplarından da sipariş verdim. Acil hepsi bakılaaa!!!





Buda daha önce resmini koyamadığım Tuna'mın ağaç resimleri.. Çok bir şeye benzemiyorlar ama Tuna'm için onlar ağaç işte:))



Burda da karışık minik daireleri.. O minik dairelerin sebebi papatya yapmaya, motor çizmeye çalışması:))
Papatyaların yaprakları hiç bir araya gelmiyor. Motorda iki daire ortasına çizilmiş çizgiden ibaret. Benim çizdiğim iki bisikletin arasında kırmızı bisikletin altında tosunun motoru var. Fotolar parlama sebebiyle çok iyi çıkmadı ama.


21 Şubat 2010 Pazar

Mim ''çocukluğum''

1-Sizi mimleyen kişiye link veriniz lütfen :

Henüz tanışmasalarda anneleri arkadaş oldu sanal alemde çok geçmişimiz yok yeni arkadaş olduk sevgili Toprak'ın annesi mimlemiş bizi. hatırlanmak güzel

2-Çocukluğunuzda anne ve babanızla (ya da aile büyükleriyle) yapmış olduğunuz ve sizi siz yapan şeylere katkısı olan bir olay, bir aktivite, bir eylem… Ve hangi yönünüze katkıda bulunduğu…

Öyle kesin bir şeyler yok aklımda kalan aslına bakarsanız o zamanlar işlerin yoğunluğundan herhalde pek ilgilenmeye vakitleri kalmazmış anne babaların çocuklarıyla..
Yinede anımsadığım şeyler arasında babamın elektrikler kesilince anlattığı masallar, hikayeler bizim Kırım'dan nasıl geldiğimiz, Cengiz hanın orduları falan ..büyülenirdim ben hadi baba yine anlat hadi hadi diyerek adamcağızın başınızn etini yerdim bana Kanuni, Yavuz Sultan Selim zamanlarını bile anlatırdı masal diliyle.. ilkokul mezunudur çok okumuştur benim babam. Bir üniversiyeyi bitirdik ama utanıyorum yakın tarihimi bile bilmiyorum..
Ha birde bayramlar hiç aklımdan çıkmaz yeni elbiselerimi giyerek şeker toplardık nasıl heyecanlı olurdu. Ogüne kadar kimse ne aldığını söylemezdi bayram sabahı süpriz olurdu herkese .. Çok özlüyorum çokkk

3.Çocukken oynamayı en çok sevdiğiniz oyun ve oyun aparatı?

Bir bebek dışında hiç oyuncağım olmadı dersem üzülürmüsünüz?içim burkulurdu o zamanlar ama şimdi düşünüyorum iyikide olmamamış.
Çok büyük bir arkadaş grubumuz vardı bizim 10-15 kişilik. Yakartop, dokuztaş,ip atlama, saklaMbaç her şeyi oynardık.. Üstelik çok yaratıcıydık. O 10 kişiyle büro açardık, şirkeT yönetirdik ben genelde sekreter olurdum.iki gruba bölünürdük biri Galatasaray,diğeri Fenerbahçe klübü kurmuştuk odamız bile vardı. Hatta hatta pamuk prenses ve yedi cücelerin tiyatrosunu oynamak üzere her gün çalışıyorduk:))
Çocukluğum çok renkli geçti..

4.Sokakta oynar mıydınız?

Delimisin hiç eve girmezdim ki:)) Ezan okuyunca yemek yemek için girer.Sonra tekrar saklambaç oynamak için çıkardık.Karanlıkta ne güzel olurdu.

5-Çocukluğunuz ve ilk gençliğinizle ilgili keşke farklı olsaydı dediğiniz bir durum/olay…

Keşke dediğim tek olay; annemin benimle daha fazla ilgilenmesini isterdim herhalde..
Gerçi bu durum tartışılır bana göre bizim neslimizde aşırı ilgileniyor ve ilgi arsızı yapıyoruz çocuklarımızı.

6-Çocukluk ve ilk gençlikle ilgili iyi ki böyle olmuş dediğiniz bir olay…

Orta okulu ilçede , Liseyi ise Anadolu Öğretmen lisesinde bir köy okuluydu. Hiç istemedim oraya gitmeyi. Ben köyde büyüdüm o zamanlar şehir merkezinde okuycam diye tutturmuştum. Ama iyikide gitmişim o okula o kadar güzel anılarım geçti ki orada hala özlüyorum o arkadaşlıkları, hala bağımızı koparmadık onlarla..
Ama iyiki dediğim asıl nokta birtanemi, aşkımı orda bulmak oldu. Biz beraber büyüdük onunla..

7-Varsa çocukluk dönemine dair bugünü etkileyen bir olay, anı.
Eee yazdım ya hayatımın erkeğini lisede buldum diye.. Bence lisede hala çocuk oluyoruz...

Evet bu kadar. Sorular önce zor geldi ama bir çırpıda yazıverdim işte..
Kimleri mimliyorum? Hala mim almadılarsa Güneş,Iraz,Bahar, Melike,Ayça
Mimim size..

17 Şubat 2010 Çarşamba

ilk Ömer Tuna

Tosunumun ağzından bugün ilk defa adını tam söyleyişini duydum.

16 Şubat 2010 Salı

:))

Blog sayfasına bakarken gözüme ilişti.Şu yukarıdaki fotoğrafa bakınca sanki tosunumun burnu oraya sonradan monte edilmişte düşecekmiş gibi geliyor.Dii mi ama?

15 Şubat 2010 Pazartesi

Tuna'mın ilk ağaç resmi


Bu gün Tuna'm bir ilki gerçekleştirdi ve de çok erken olduğunu düşündüğüm bir zamanda:))
Tosunum bugün ilk defa bir ağaç resmi yaptı- yapmaya çalıştı.Bütün haliyle bakıldığında çok bariz değil ama kendisi ağaç yaptığını dile getirdi. Şöyle ki;
Önce iki tane çizgi çekti gövdesi için,ikinci çizginin devamına bir yuvarlak yaptı buda yaprakları oldu genelde ben gövdenin üzerine büyük bir yuvarlak çiziyorum. Sonra yuvarlağın gövdenin her yerinde çizgiler çıkardı bunlarda dalları oluyormuş. Bunuda bakıcı teyzemiz göstermiş. Önce inanmadım teyzemiz ağaç çiziyor deyince gördüğümde bir mutluluk dalgası sardı beni.
Sanırım yanılmıyorum ,araştırmadım ama daha geç dönemde somut resim yaparlar diye biliyorum. Aslında tosunun yaptığı bizim yaptıklarımızın bir taklitiydi ama olsun yinede güzeldi.Eh benim resmim güzeldir bana çekmiş biraz kendimede pay çıkartayım ama dimi?
Videoya çekmeye çalıştım ama tosun izin vermedi her zaman ki gibi:))

P.S: Fotoğrafı net'den aldım arkadaşlar sanki Tuna yapmış gibi oldu da:)) renk olsun işte

14 Şubat 2010 Pazar

Uyumama bahaneleri

Bir an önce uyumalı. Çünkü hazırlamanız gereken test yazılılar, takip etmeniz gereken bloglar, iple izlemeyi çektiğiniz bir dizi.. vs.. var.
Ama sizin göz ağrınız uyumamak için;
Sizi öpücüklere boğuyorsa,
Kapattığınız göz kapaklarınızı tek tek açmaya çalışıyorsa,
O küçüçük parmaklarını burnunuza sokup mi ( böcek) arıyorsa,
Çoraplarınızı koklayıp,üstüne elini sallayarak '' püff'' diyorsa;
Siz ne yapardınız?

9 Şubat 2010 Salı

20. ay

Epey oldu 20 aya gireli. Bu zaman zarfında neler oldu? Çok şey değişti ama birçoklarına göre normal bana- bize göre çok büyük şeyler.
Bir yavru annesine nasıl bu kadar mükemmel görünebilir ki? Her yaptığı olay, her hareketi yüzlerde tebessüm bırakan,komik.. Ayına göre yapması gerekeni yapıyor tosuncuk Tracy ' ye göre tam bir kitap bebek benim oğlum. Ama biz- ben aya ayak basmışcasına abartılı anlatıyorum tosunumun yeni yeni basit cümleler kurmasını, dans etmesini, kartopu oynamasını renkleri ayırt edebilmesini vs. vs..
Ahh yazdığım gibi Eskişehir'de kalabalığa karışır karışmaz etkilendi dili.. iki kelimeyi yan yana getiremeyen tosunum artık basit cümleler kuruyor.
- Anna bat (anne bak)
- Anna ottu.
- Anna kak.
- Anna - baba oku vs.. ama mutlaka başında özne olacak.
Elimi kağıda çiziyordum geçende ''ben de ben de'' diyerek odun parmaklarını koydu kağıda '' öbüü öbüü'' diyerekde diğer elinede kalemi çizdi elinin etrafından aralarından yarım yamalakta olsa:)) Sana kim öğretti ben de demesini? öbürü diğerini? Bazen ağzım açık kalıyor ve gerçekten şimdiye kadar hep kayıt ettiğini anlıyorum.


Sayı çubuklarımızla renkleride ayırabiliyoruz artık. Ama dili gelişipte adlarını söyleyemiyor. Dizerken ortadaki 3 parmağıyla düzeltiyor hepsini yamuk olmayacakmış.
Babamızın çocukluktan kalma arabaları var küçük küçük '' dij yan'' diyerek yan yana, '' dij arka '' diyetek arka arkaya diziyor sıpam.
2 aydır yazı yazmaktan boyalardan sıkılmıştı ara vermiştik.Şimdi tekrar geri döndü yazmak istediğinde '' anne baba anne baba'' diyerek yazmak istediğini belirtiyor.( İlk yazmaya başladığımızda hep anne baba yazmıştıkda)
Evdeki paket lastiklerini fincan askılıklarına asıyoruz bazen. Ama kolay geliyor olsa gerek birkaç takıştan sonra sıkılıyor.
Artık uyuma ninnimiz istiklal marşımız oldu:)) Uyurken uyanıkken '' korka ..'' diye başlıyor ama geriden gelen kelimeler muamma benim için olsun kaidesini tutturmaya çalışıyor ya:)
Yeme konusunda büyük yol kat ettik sürekli kaşığı tabağa vuran tosun benim takviyelerimle beraber artık kendi yemeye çalışıyor.
Tuvalet alışkanlığında sınıfta kaldım.Ömer Tuna'mdan çok önce benim kendimi hazır hissetmem gerekecek galiba tembellim ne yapayım işte..




Dışarı çıkarken kabanının fermuarını kendi takıp çekmeye çalışıyor. Daha düğme iliklemeyi başaramazken:))
Eskişehir'deyken hiç yapmadığı birşeyi yaptı. Bebek eşyaları satan bir mağazaya babanesiyle girmişlerdi. Beni görünce kapıdan geri döndü. Kafası başka tarafa dönük elini uzatarak kapının yanında duran ayakkabıları bir bir yere yuvarladı. Gülmemem gerektiği halde dayanamadım. Sonrada çıkmıyacam diye zıplamaya tepinmeye başladı. Bu ilkti bakalım hayırlısı:) Bana olmaz dedikleri bir bir başıma geliyor.

Televizyon seyrettirmemeye çalışsakta artık ipler gevşedi bazen açıyoruz yanında ama onu geçen gün eline kalemi almış '' cuf çuf'' derken yakaladım. kendince bizi vuruyordu tanrımmmmm!!! Kontrolü elden bırakmamak lazım sizler ne izletiyorsunuz. Çocuklar için uygun olanlarından tavsiyeleriniz varmı?

Uzun zamandır kapıları açıyor uzadı boyumuz kilomuz arttı 15 kilo olduk. Kaç kilosun dediğimizde bastıra bastıra onn bess diyor. hala kitaplara bayılıyor korkuyorum büyüyünce dönüp yüzlerine bakmıyacak diye '' annaa okku okkuu!!''
yeni kitaplar alıcam tosuna tübitakın erken çocuk kitapları çok güzel 2 tanesi elimizde babak baka haşatı çıktı. Devamı gelsin istiyorum.


Hepsi herşey mükemmel geliyor gözüme ama sonra anlıyorum ki her annenin görüne öyle gözüküyor zaten çok ta hayıflanmıyorum sonra... Ve bir de bakıyorum ekranlara çocukları adını bile telaffuz edemediğim hastalıklarla boğuşan anneler gözümün önüne geliyor ve kızıyorum kendime ''Allahım sana şükürler olsun sağlıklı bir oğlum oğlum, mutlu bir yuvam var'' diyorum kendi kendime..

1 Şubat 2010 Pazartesi

Kardan adam yapmanın zevkide bir başka

Geldik sonunda İzmir'e karakışıda arkamızdan getirmişiz Eskişehir çok soğuktu. Ama karın yağması harika.. Tuna hala kartop kartop diye sayıklıyor. Yapılacak işler beni bekler daha sonra ayrıntılı yazarım. Bir kaç kare tatilden..




Tosunum burda ablalarının kartopundan kaçıyor.