28 Ocak 2011 Cuma

....

Ne bileyim koptum bu aralar . Oldukça yoğun geçti şu son haftalar benim için , içimden yazmak hiç gelmedi. Yolcuyuz bir iki güne kadar artık tatilden sonra buluşalım arkadaşlar. Tatiliniz varsa iyi geçsin:))

4 Ocak 2011 Salı

Göbekli Tepe'yi bileniniz var mı?



Kitaba ilk başladığımda yazarın birçok şeyi hayal gücüne sığınarak yazdığını düşünmüştüm. Ama olsun herşeye rağmen çok akıcıydı. Her satırı gerilimi ve olayları yüksek seviyede tutuyor, elimden bırakmak istemiyordum.Öylede oldu kısa sürede bitirdim. Kitaptaki teoriler dudak uçuklatıcıydı.Biter bitmez netde araştırma yaptım. İnanılmaz dı. Nasıl mı? Okuyun..

Cennet Bahçeleri Göbekli Tepe’de mi?

Dünyanın en eski taş resimlerine ev sahipliği yapan Urfa’nın 13 bin yıllık Göbekli Tepe yerleşimi, İngiltere’de bir kitaba daha konu oldu.

9 Mart’ta çıkacak "Genesis Secret" (Başlangıcın Sırrı) adlı kitapta, Göbekli Tepe’nin, Adem ile Havva’nın kovulduğu Cennet Bahçeleri olup olmadığı sorusuna yanıt aranıyor.

TOM Knox’ tarafından yazılan "Genesis Secret" (Başlangıcın Sırrı) kitabına göre, tüm deliller, Göbekli Tepe’nin Tevrat’ta geçen ’Cennet Bahçeleri’ olduğuna işaret ediyor. Arkeolojik alan, bir çoban tarafından 1994’de tesadüfen bulundu. Birçok bilimci, çobanın ortaya çıkardığı alanın, dünyanın en önemli arkeolojik keşfi olduğunu savunuyor.

Keşfi duyan Urfa Müzesi yetkilileri, İstanbul’daki Alman Arkeoloji Enstitüsü’ne ulaştı. Sonuçta çobanın keşfinden birkaç hafta sonra, Alman arkeolog Klaus Schmidt, Göbekli Tepe’ye giderek kazılara başladı. Kazdıkça şaşkınlığı artan Schmidt, dikdörtgen taşlardan oluşan "T" şeklinde bir anıt ortaya çıkardı. Yapılan karbon analizlerinin ardından, bulunan taş anıtın yaklaşık olarak M.Ö. 10 bin yıllarında inşa edildiği ortaya çıktı.

Stonehenge nedir?/_np/5766/7455766.jpg

Şimdi dünyadan önde gelen bilimciler ve arkeologlar, "Göbekli Tepe’de bulunan alan, Cennet Bahçeleri’nin ta kendisidir" diyorlar. Uzmanlar, "Eğer öyleyse, burası hiç şüphesiz Türkiye’nin Stonehenge’idir" diye de ekliyorlar.

Stonehenge, İngiltere’deki Salisbury düzlüğünde eskiden dinsel törenler için kullanılan ve Kelt rahiplerinden oluşan bir sınıf olan Druidlere atfedilen büyük taşlardan oluşan çembere verilen addır. Druiler’in bu taş çemberini kullanmış olması mümkünse de, başlangıcı İngiliz Adaları’ndaki Neolitik insanlara kadar uzanmaktadır.


Keskiyle yontulmuş, dik konumundaki 30 taştan (bunlardan halen 17’si ayaktadır) oluşan ve kavisli hale getirilerek dik duran taşlarin üzerine yerleştirilen kiriş taşlarını içeren ve böylelikle çember şeklinde kapı boşlukları oluşturan tek taş çemberdir. Stonehenge’in çemberi bölen ve yapının girişinden geçen ekseninin yaz dönencesindeki (21 Haziran) gündoğumuna doğru konumlandırılmış olması, buna karşılık, yakındaki İrlanda’da yaklaşık olarak aynı zamanlarda inşa edilen Newgrange anıtının kış dönencesindeki (21 Aralık) gündoğumuna yöneltilmiş olması ilginçtir.

2 Ocak 2011 Pazar

Bu iki buçuğu geçkin bir yazıdr.


Tosun 31 aylık oldu. 2,5 yaşını doldurdu ama ben birtürlü toparlayıp 2,5 yaş postu yazamadım.Farz oldu artık yazmazsam olmayacak her özel ayında yazdım. Hele ilk zamanlar her ay yazıyordum ama o zamanlar her hafta bile değişiyordu. Şimdi daha yavaş gelişimi, farklılıklar gösteriyor tabii dönemsel olarak.

Değişmeyen şeylerden biri uyku düzenimiz, uyumamızda sıkıntı yok da beraber uyumada sıkıntı var.Bu beni yormaya başladı ne zaman kendi uyuyacak bu velet?

9 aylıktan beri yatarken yanından ayırmadığı Winnie'si şu sıra hep onunla yemek yerken , boya yaparken ,arabalarıyla oynarken, Kipa'ya alışverişe giderken... Çocukların bir dönem bir oyuncağa bağlandıklarını biliyordum ama bu kadar değil. Bu gün yıkadım kirlendi diye ama beyimiz ikna olmadı ıslak ıslak sarılacakmış. Neyse ki Winnie'nin küçük versiyonu varda günü kurtardık:)

Bana çok bağlandı.Öpücüklere boğuluyorum bayılıyorum buna amaaaa biraz ilgi göstermediğimde ilgi çekmek için yaramazlıklara başvurmaya başladı, KEŞFETTİİİİ.. ah inanılmaz zor. Makinanın düğmeleriyle oynuyor, eline kalem geçerse halıyı boyuyor, yatak odasında benim farım ve ojelere takmış durumda, sürüyorda sürüyor. O erkek değilmiş kızmış:((
Eskiden yanlarına bile uğramazken benim ilgimi nasıl çekebileceğini keşfetti. Yalnız bende ters tepki yapmaya başladı. Şartelleri indirmeliyim yoksa fena atacaklar.

Varsa yoksa boya resim ver eline kalemi başka birşey isteme ama şu sıralar anne kalemlere ambargo koydu.

Bez konusunu yaza bıraktık içimden yaz gelmese diyorum. Önce kendi kafamda bitirebilsem:(

Yemek konusunda sınıfta kaldım, Yiyo aç kalmıyor bir şekilde karnını doyuruyor ( abur cubur değil tabii ki)Ama benim tam olarak istediğim şekilde değil. İstiyorum biraz sebze , bakliyatda yesin. Eti şükür çözdük. Kuş başı eti baharatla sevdiğini farkettim sık sık yapıyorum, köfteden çok sık yaparsam sıkılıyor. Ama bir insan yavrusu çorbanın içindeki rendelenmiş soğanı farkeder mi ya da bulgurun içindeki minicik patatesleri '' yavru ikiside sarı ye işte şunları..''

Havuç, maydonoz görünen şeylerde hele hiç şansım yok.

Haftalık menümüz Pirinç pilavı, bulgur pilavı ve makarna böyle gidiyor. Mümkün olgunca sebzeler bunların içinde kakalanmaya çalışılıyor. Kıymalı yumurtayı çok seviyor şükür gibi gibi....

Bunları yazıyorum bigün okusun annem ne çok uğraşmış, şu yaşlı kadına bi bakıverem desin diye duysu sömürüsü işte:)))

Çok üçkağıtçı olacak çok.. Bayağı bildiğin numaralar yapıyor. Kızıyorum hemen başka odaya gidip küsüyor sonra yanıma gelip '' anne çok üzdün beni bak ben üzüldüm,şimdi ağlıyacam deyip ''ağlama numarası yapıyor

Ha bu arada unutmadan kilo 17 kg, en son ölçülene göre 98 cm idi.

Ah arada neler yaşandı ama günün karmaşasında unutulup gitti. Unutulmadıda söylenilenler tam olarak hatırlanmadı.