30 Ekim 2010 Cumartesi

Şimşek hayranları bizde toplandık.



Bu gün mükemmel geçti çocuklar içinde anneler içinde. Her zaman bir telaş bir gürültü ne yediğimizden, ne yapılan etkinliklerden birşey anlıyorduk.Tosuna yaptığım beyin kemirme konuşmaları işe yaradı galiba bir iki kere yeltendiysede hemen vazgeçti. Ucunda Şimşek vardı çünkü, aslında bunu izleyemeyeceği için değil ama yalnış bir davranış olduğu için yapmaması gerek umarım o seviyeyede geçeceğiz. Şu anda kötü davranış uyguladığı için izleyemediğinin farkında, galiba dolaylı yoldan bu sonucada çıkabiliyoruz.

Neyse lafı fazla geveledim. Bu hafta grup birde toplandı. Aslında bizde okul arkadaşlarıyla toplanmış oluyoruz. Çocukların yaşlarının yakın olması harika oldu.

Engin , erkeğim benim yine ayrı takılırken sona doğru bizimkilere alıştı, beraber vakit geçirdiler.Kreşe başlamanın verdiği hal oldukça yansımıştı aktivitemizi en dikkatli Engin yaptı.




Arda, tosunun şu sıra dilinden düşürmediği arkadaşı.Yine sevgi doluydu tosuna sarılıp durdu, öptü. Tosun arada nazlansada bu sefer o da karşılık verdi sarıldı, öptü. Bu sefer ağlama sesi duymadık şükür.



Ne yapayım derken yine imdadıma Aslıhan ve oyun grubu yetişti.Kuzu kuzu meee etkinliği yaptık.




Birgün önceden renkli kartonlara kuzu taslağı ve gözlerini çizip hazırladım.Çocuklar kuzulara sıvı yapıştırıcı sürüp, zerine pamuklarını yapıştırdılar, annelerinde yardımı oldu arada tabi. En son gözünü yapıştırıp, Ayaklarını boyayarak etkinliğimizi bitirdik.
Çok hoşlarına gidince hızımızı alamadık hadi bide kral tacı yapalım dedik ama bizim tosunla, Arda makası tutamadıklarından taçlar paramparça oldu. Zaten bunun fotosunu çekmeyi unutmuşum.

En son artık dönmeye yakın tosuna arkadaşlarına iyi davranırsa Şimşek'i izleteceğime söz verdiğim için kısa bir sinema seansı düzenledik, kapatırken zille beraber şükür sorun çıkarmadan kapattılar.


Birdahaki buluşma Narin- Arda'larda iple çekiyoruz.

27 Ekim 2010 Çarşamba

Ne durumdayız?


( Çok sinirlenip yapamayınca hemen yıktığı bloglardan)

Şu sıra tosununda benimde ruh sağlığımız yerinde değil sanırım. Hiç yapılmayan davranışları gördüğümde beynimde karıncalar dolanıyor sanki..
Hafta sonu Ada - Doğa ile buluştuk ilk anlarda güzel gibi giderken yeni yürüyen Doğa'yı itmesi, Ada'nın elinden oyuncaklarını alması, vurması beni çileden çıkardı. 3- 4 kez mola yöntemi uygulasakda fayda etmedi. Daha önceleri işe yarıyordu.
Kötü bir davranıştan sonra uygulanan yaptırımın davranışla ilişikli olması gerekiyoe ama bu sefer ki uygun olmadı. 1 haftadır Şimşek izlememe kararı aldık. Çok istemesine rağmen açmıyorum ve her söylediğinde sebebini söyleyerek beynine kazımaya çalışıyorum. Bakalım hafta sonu oyun grubumuzla beraberiz acaba etkisini göstericek mi?
( Tosunla Şimşek'i izlerken)

Tosunu genel olarak uyumlu bir yapısı var. Bu dönemi atlatacağımızı umuyorum.

Tosundan ufak bir gelişme gülen adam çizebiliyor. Bayağıda benzetiyor. Bu çok hoşuma gitti. Bazen ağız çizgisini aşağıya çekip'' anne bak bu adam ağlıyor ya da üzgün'' diyor.

(Üzgün adamı oğlumun)

( Ortadaki kırmızı adam tosuna ait)

Çok bağlandı bana gün boyu öpücüklere boğuluyorum. Sürekli sarmaş dolaş bir haldeyiz.Bu da bir anne için en güzel dakikalar olsa gerek.

( Alerjisi azaldı ama hala geçmedi. Beklemedeyiz.)

22 Ekim 2010 Cuma

Özgürlükler sınırsız değildir.( 2,5 ay dr kontrolü)

Yazıya başlamadan hemen başlığı koydum. Dün dr. kontrolümüz vardı ve dr.un bu sözü kafamda dalgalanıp durdu. 2 gün önce arkadaşımla bu konu hakkında konuşmuştuk 2 haftadırda Tuna'nın davranışlarının değişmesiyle sürekli beynimi meşgul edip duruyordu.

Tuna'nın bebekliği bana göre kolaydı. Tracy'nin kitabına göre kitap bebek grubuna giriyordu.2 yaşın verdiği bize göre olumsuz olan etkiler birazda olsa kendini göstersede 2 haftadır tavan yapmış durumda.. Hiç mızmız olmayan oğlum gitti şöyleki...

Dışarıdan içeri girerken hiç itiraz etmezken şimdi kıyamet kopuyor, girmeyecekmiş beyimiz.Kapı önünde tüm apartmanı inletmesini beklemiyorum. Ayakkabılarıyla beraber içeri alıp bir süre daha ağlamasını bekliyorum artık çünkü o an beni hiç duymuyor. Burdan çocuğumu kasıtlı ağlattığım anlaşılmasın lütfen.
Bir süre bekledikten sonra kendi susup geliyor özür dileyip geliyor ya da devam ediyorsa ben yanına gidiyorum. Ne kadar şanslı olduğunu sabah ve akşam üstleri hep parkta olduğumuzu bir çok arkadaşına göre daha fazla gezdiğinden bahsediyorum. Bana olumlu yanıt veriyor. şükürrr..

Neyse eve girmeye ikna var, ama üzerini değiştirmeye ve el yıkamaya ikna yok hemen yine ağlama başlıyor. Yıkanmadığı taktirde yemek yiyemiyeceğini söylüyorum ve beklemedeyim sonunda susup kendi geliyor yıkıyoruz.

Aralarda düşüyor , kafasını çarpıyor, çorabını giyemiyor( hiç giyememişti zaten ama olsun yine giyemediği için yine ağlıyor), yaptığı kule bozuluyor vs vs. ağlıyorda ağlıyor.

Başka krizimizde şu arabalar filmini izletmemizle başladı. İlk başlarda saat kurmayı ve çaldığını kabullenmişken şimdi büyük itirazlarla karşılaşıyorum salya sümük yine ama ne olursa olsun yinede zamanında kapatıyorum. Ama yinede bu ağlama devam ediyor.

Anne olarak kendimi kötü hissettim açıkçası oğlumu ağlatıyorum diye ama mantığım doğru yaptığımı söylüyordu. Kendimi aklamam lazım ya hemen dr'a sordum tabi bu durumu.

Dr: Bu yaşlarda bu tür hareketlerin normal olduğunu ama ''özgürlüklerin sınırsız olmadığını'', söyledi. Dahası bunun sonu yoktu ki tv izleyecek biraz daha, biraz daha derken 15 dakika çıkacak 1- 2 saate , dışarıdan gelmek istemiyecek 5 dak 10 dakika derken öğle yemeği saati gecikecek vs. Çocuğun her şeyi elde edemeyeceğini , evde olduğu gibi dışarıdada bazı kuralların olduğunu bilmesi gerektiğini söyledi.

Dolayısıyla şu an içim rahat. Haa bu arada ağlama krizlerinde sürekli sarmaş dolaş bir haldeyiz.Ağlamaya müsade var ama her istediğini yapmaya yok.

Neyse kontrolde oyun gruplarına gitmemizi tavsiye eti 2,5 yaş civarı kendi akranlarıyla beraber oyun oynaması çok önemliymiş. Biz arkadaşlarla bir grup kurduk çok sık olmuyor bu toplantılar am buluşabildiğimiz kadar.

Tuvalet eğitiminden bahsettik uzun uzun ama tosunda hiç ilerleme olmaması daha hazır olmadığının göstergesiydi çok yavaş ilerliyoruz.

Kilomuz 15.200 gr 3 ay boyunca hiç kilo almamış dengeli fakat az yediğinden bahsetti. Sıcakta tosunun gıda alımı geçen senede aynı olmuştu. Endekste 4. 150gr doğan bir çocuğun kilosuyla giderken 3.960 gr'a düştük. Boyumuz iyi 97 cm.

Aslında 2,5 yaşımıza 1 ay daha var ama erken gitmek zorunda kaldık. Tuna'mda 1 aydır geçmeyen isilikle başlayan döküntüler oluştu ve geçmedi. Alerjik olduğu kesin krem ve damla verdi.
Ben hemen atladım ''ee hani alerjik durumlarda kan tahlili yapmıyormusunuz?''
Fırçada yedim bu arada bu yaştaki çocuklarıma ben tahlil yaptırmam. 3 yaşından öncede kesin sonuç vermez tahliller ama isterseniz yazayım dedi.

Arkadaşlarla bugünde onu tartıştık. Ya kanında birşey çıkarsa değerleri düşük olursa vb. Evet herşey olabilir bu soruları yanıtlayamadım ama herşeyden önce dr.uma çok güveniyorum. Umarım bir şey çıkmaz zaten iyi olmadığı taktirde bize bir dermatolog önerecek.

İşte böyleee başınızı ağrıttım.İyi hafta sonları diliyorum sizlere:))

18 Ekim 2010 Pazartesi

İstatistikler en iyi 5

İstatistiklerden hangi postun en çok okunmuş? hemen hemen her blogda bu var şu arada. Ben ilk okuduğumda hemen merak edip kendiminkine bakmıştım. Bayağı ilginç gelmişti bana. Anne kaleminden ve Batı'nın annesi Melike sobelemiş beni. İşte burda tosunun ilk 5'i..

1)Olay sıralaması: Okul öncesi etkinlik dünyasından bu kartları gördüğümde hemen işe koyuldum. Şimdi daha çok ilgiliyiz bu kartlarla. Yapmak isteyenler başlığa tık tık.

2)Katlı otopark: El işi, çocuklara yapılacak her türlü etkinlik ilgi çekiyor anlaşılan Pratik annede görmüştüm. Tuna'm biraz parçaladı malesef.

3. Hafta sonu oyun grubu: Bu oyun gruplarını nerde görsem bende atlıyorum hemen ,yaratıcı anneler harika şeyler buluyor.

4)Kafa sallama: Diyeceksiniz bunun neyi tıklanmış valla bende anlamadım burda bir video olacaktı şimdi kayıp benimde kafam karıştı.

5)Tosun'dan 2 yaş halleri: Tüm anneler hepimiz bu dönemleri takip ediyoruz galiba.

Ben hala sobe yemediyse Yeliz'i, Bahar'ı, Bir terazi'nin günlüğünü sobeliyorum.

10 Ekim 2010 Pazar

BÖLÜK PÖRÇÜK BİRBİRİYLE ALAKASIZ SATIRLAR

Bir kaç haftadır evdeyiz. Bu haftada öyle oldu. Parka çıkış yaptıktan sonra evde mutlaka ya boyama yapıp,ya da kitap okuyup vakit geçiriyoruz.
1 haftadır günde 15 dakikayı geçmemek kaydıyla calliou ve ya arabaları izliyoruz oda her gün değil. İzlemeye başlayınca aynı anda saatimi kuruyorum ve ona zil çalınca kapatmamız gerektiğini söylüyorum. Kesin tepki alırım diye düşünmüştüm. Ama tosun beni bir kez daha şaşırttı. Zili duyar duymaz yüzünü buruşturup,
- jil çaldı kapat anne kapat diyor:))




Anaokulu dergisi ve Sabiha Paktuna'nın kitabı geldi.Ben daha önce incelememiştim. Kitabın bana özel yazıları olduğunu düşünmüştüm ama çocuğunuzu ölçeçek nitelikte puanlandırılan sorular var. Bu durum benim hoşuma gitmiyor.Çocuğun yaptıklarını belli kriterlerde ölçmek çok itici geldi.Oldum olası şu çocuklara yapılan IQ testlerindende hiç haz etmem.
Burda yalnış anlaşılmasın Kitap çok hoş ama puanlandırmaya gıcık oluyorum.





Gülen adamdan sonra arabalar ordan yıldızlarada geçtik. Bu iş gitgide zorlaşıyor. Tosun çok nadir kendi yapmak istiyor. Oturmalarıda ikna olursa:(( Galiba bu kışda bezli olucaz.



Ahh burada sevgi gösterisinde bulunurken anne kara kara düşünüyor nasıl çiş yaptırsam diye:))

Tosunum;

Seni çok seviyorum. Bu asla tarif edilemiyecek bir duygu bunu ancak baba olunca anlayacaksın onuda anneler kadar anlayamazsın biliyorum. Doğru yetiştirmek adına bazen kitaplara çok takılıp kaldığım oldu. Bu esnada yaptığım bir çok hatada oldu. Ama bilki senin adına hep en iyi şeyleri yapmak istememdendir yalnışlarım.
Canım benim gelişiminin en önemli döneminde umarım kalıcı hasarlar bırakacak şeyler yapmamışımdır, umarım yapmam.
Annen

4 Ekim 2010 Pazartesi

Kısacık


Tosun Cumartesi ilk defa çişinin geldiğini söyledi hemde bir kaç kez, bu gün tık yok.Öğlen geldiğimde çiş yapmamış beni bekliyordu.Biraz dil dökerek yaptık bakalım. Bu kadar mı yavaş ilerler yahu bu eğitim?
Dur dur kısacık diye başlık attım ama bu gün tosunun Winnie ile konuşmasını dinledim onu yazıyım bari..

Uykuya geçme pozisyonundayız. Tosun hep Winnie'siyle uyur.Sağına aldı olmadı , soluna aldı yine olmadı. İki kolundan tuttu kaldırdı.

- Vuuuuu vuuuuu
Şen motoya mı bincen, bişikete mi. Motoya bin motoya. Koykma koykma bişiy oomaj.Düşmeşşin düşmeş.
.........

Amannn çocuk normal konuşuyor işte ama benim çok hoşuma gidiyor paylaşmak istedim ne yapıyım:))