31 Ağustos 2010 Salı

Geçen hafta tosun neler yaptı?

Çok yoğun geçti şu bir kaç gün. Her güne bir yoğunluk yayılınca tosunun uykusuda laçka oldu. Çok yorulan tosun öğlen 14:00 'den 18:00'e kadar uyuyunca akşam uykumuzda bayağı bir erteledi.


Çarşamba:



Bugün amcamızın doğum günüydü. Akşam mumumuzu üfledik. Tosun yine kendi doğum günü olduğunu sandı:))

Perşembe:




Ada abimizle, Doğa'yı görmeye gittik. Doğa'nın geçmiş doğum gününü kutlayamamıştık. Bu vesileylen gitmiş olduk. Kızımız yeni yeni adım atmaya çalışırken ,toto üstünde gezinmekten de vazgeçmiyor:))
Nice yıllara Doğaaaaa!!

Ada her zaman ki gibi enerjikti. Tosunda Ada'yla beraber bu enerjiyi kullanınca , Büşra ve ben''oğlum yapmayın, oğlum paylaşın demekten dilimizde tüy bitti. Tuna bir ara paylaşamama krizine girdi. Neyse ki çok uzun sürmedi:(

Cuma:
Zeynep kızımız ailesiyle iftara geldi. Paylaşma konusunda sıkıntımız daha azdı.



Paylaşmadığı zamanlarda Tuna'yı o ortamdan uzaklaştırıyorum o nesneden bir süre mahrum kalıyor,paylaşacağına ya da bir daha yapmayacağına söz veresiye beraber bir odada kalıyoruz. ikici bir sefer genelde olmuyor ama yaparsa yine aynı taktik mükemmel işliyor bizim tosunda:)

Cumartesi:
Amcamızda iftardayız.

Pazar:
Dünya basketbol şampiyonasına Litvanya- Canada maçına gittik. Makinemizi almamışız görüntü yok. Akşama Tayyar ve Ali amcaları geldi oğlumun.

Pazartesi:

Tayyar amcaları Emine teyzesiyle birbirimize doyamayınca iadeyi ziyarette bulunduk kendilerine...

Tosun bu akşam mğkemmeldi en ufak bir sorun bile çıkarmadı. Kendi kendine oynadı etrafa gülücükler saçtı.




Aradada böyle Turist Ömer misali evde dolandı durdu işte:))


Yarın işe başlıyorum akşama oğlumun ' kuşum'u ( babanemiz) geliyor. Tatil yine bittiiii.

24 Ağustos 2010 Salı

Haberler yine kimden olabilir?



Tosunun tuvalet eğitiminde bilmem artık kaçıncı gün, yatarken bez bağlamayıp alıştırma kilodu giydiriyorum. Tabii benim ki bol bol yapıp altını ıslatıyor .Geçende çok hoşuma giden ama aklımda soru işaretleri uyandıran birşey oldu.
Öğlen uykusundan uyandı. Yanına gittim.
-Anne çiş yaptım.
- Olsun oğlum değiştiririz.
-...
- Aaa tosunum çişin yatağa geçmiş
-anne öjüy diyeyim öjüy.
O an içimin yağları eridi. Halbuki hiç kızarak söylemedim şaşırmıştım sadece.. Onu özür dileyecek kadar çok mu sıkmıştım acaba? Ben bu işin üzerine çok mu gidiyorum? Kızmıyorum hiç ama sürekli sorup hatırlatıyorum
- Çişin geldi mi? gelince söyle bak bizim gibi yapcaksın vs vs..
Ama sormadan da olur mu?


( Kuaföre gidipte totoyu koltuğa koymayınca anne usülü kesildi saçlar)


Zaman kavramını öğrendi tosuncuk ( tosunluktan birşey kalmasada ismi öyle kaldı artık) geçmişte yaşananları '' geçen '' diye ifade ediyor.
İnkılap kitapevinden bir kitap almıştık.
- Bak anne geçen bunu aldık bunuda okuyabiliriz.


Bazen istediği olmayınca..
- Yapma diyom yapıyon , yapma diyom yapıyon şen
-?!!

Ya da..
- Ayvaaa ( eyvahh) cık cık cık cık hayya hayya..
Bunları bizden kopya ettiğini farketmem uzun sürmedi konuşulanların çoğu bizim sözlerimizdi.
Ne kadar önemli aslında çocukların yanında sarf edilen sözler , yapılan hareketler.
Onlar bizi idol olarak görürken kimimiz hala yanlarında küfür etmeye, sigara içmeye ,eşimizle tartışmaya hatta şiddete başvurmaya devam ediyoruz.
Ailede huzursuzluğun çocukta konuşma geriliğine yol açabileceğini kendi gözlerimle gördüm...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Tosunun aşk halleri

Tosun sabah akşam parka çıkmaya devam ediyor sıcaktada olsa sitenin gölge köşelerinde geziyoruz. Bu süre zarfında tosunun gözü hep aşağıdaki güzel kızda. Adı '' Yağmur'', ailecek bayılıyoruz kendisine..
Tosunumun ilk aşk hallerini görüyorum. Beyimiz sadece Yağmur'la oynamak isteyip kimseninde yanına yaklaşmasını, elini tutmasını istemiyor. Allahtan ilgimiz karşılıklıda arıza çıkarmıyor kızımız.Kanı çekiyor ne de olsa oda Trabzon'lu:))
Geçtiğimiz Cumartesi Yağmur'un doğum günüydü. Aşağıda Yağmur'a hediyesini verirken görülüyor. Ne tatlılar di mi?



Tuna'm biraz yanında dana gibi olmuş ama:))





Tosun fındık kırmaya çalışırken... amaa beceremezken



Artık iyice yorulup pestili çıkmış tosunumun..

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Tosunun başarısız tuvalet eğitimi:((

Tuvalet eğitimi alıştırmalarına 1,5 ay öncesinden başlamış olup bir arpa boyu yolu kat edemenin hüznüyle yazıyorum. Okullar tatil olur olmaz başladım. Daha doğrusu alıştırma kilotlarını giydirdim hep, şu andada durum aynı sürekli kilot altında, dışarı çıkıncada dahil, sadece uyurken takıyorum bezimizi ( burda soru işareti takılmış olabilir).
Tosun bu 1,5 ay boyunca değil lazımlığa ya da klozet adaptörüne yapmak oturmadı bile. Kesin bir dille lazımlığa yapmayacağı ifade ediyor.Çişini yaptıktan sonra söylüyor ve hemen değiştirilmesini istiyor ancak yapmadan önce söylemek yok, lazımlığa oturmak istemek hiç yok.
Tüm gün beyimin donunu yıkıyorum allahtan hava sıcakta hemen kuruyorlar.
Uyurken takıyorum dedim çünkü sabah bezi tam dolu kalkıyor , hiç lazımlığa yapmak istememesi beni düşündürüyor. Gündüz bile oturmazken gece nasıl kaldırıp çiş yaptıracağım acaba?Hazır değil galiba yapcak bişey yok:((
Tek olumlu yanı artık çişini yaptığında rahatsız oluyor ve birazda olsa bez masrafından kurtulmuş olduk.

Sabah kahvaltıdan sonra 8:30 -9:00 gibi sitenin gölge yerlerinde yürüyüşe çıkıyoruz. Eve gel ,meyva ye, sonrasında nerdeyse her gün havuzda oynuyoruz. Öğle yemeğinden sonra bende oruçlu olmanın verdiği yorgunlukla ikimizde 3 saatlik bir uykuya geçiyoruz. Kalkasıya 6:00 oluyor 6:30 babamızın geliş saati ve top babada..

Sürekli ama sürekli konuşuyor. Bu sabah babasına '' psikopat mısın nesin?'' dediğinde uykudayken gözlerimi açmama sebep oldu.Kimse ona böyle bir şey öğretmedi.Bir yerden duydu hafızaya aldı demek :))

Evde olmanın can sıkıntısıyla ara ara televizyonda kaçamak yapıyorum tosun ya bana eşlik ediyor ya da tv'yi hemen kapatıyor:((

Günler çabuk geçiyor 10 gün sonra okul yine başlıyor , hiç bir şey anlamadım bu tatilden:((

12 Ağustos 2010 Perşembe

Dünya alarm veriyor !!!


Rahatsızlandım demiştim ama yemek yemek istememe isteğim hala devam ediyor. Dün ramazanın ilk günüydü ben sadece çorba içerek açtım. Yemek kokuları burnuma dayandı şöyle bir geri attım kafamı.
Bunları anlatırken arkadaşıma '' Esra sen hamile olmayasın '' gibi bir laf söyledi. Bir an neye uğradığımı şaşırdım ben bile kendimden şüphe ettim. Ama biliyorum bunlar rahatsızlığımın yan ürünleri olarak hala bende kalmaya devam ediyor.
Her gün çok sıcak şu günlerde ama bizim klima tırtladı. 1 saat çalışıyor sonra şartel atıp bizi karanlığa gömüyor. Dün 3 e kadar uyuyamadım sıcaktan ve bunun geriye dönüşü yok artık önümüzdeki her senenin böyle geçecegini hangimiz özümsedik kabul ettik acaba? Böyle bir dünyaya 2.yi getirmek cesaret işi. bir tarafta seller , bir tarafta kuraklık, dünya ısısı gitgide yükselecek, tatlı sular dünyanın % 3'ünü oluşturuyor. Biz hala hiç bitmeyecek gibi suları gereksiz yere harcamaya devam ediyoruz. KARBONDİOKSİT SINIRINI ÇOKTAN AŞMIŞ DURUMDAYIZ.
Ben blog aleminde küçücük izleyicisi olan bir yerdeyim. Ufakta olsa okuyan varsa bence bunu konu edip herkese sürekli yaylamalıyız. Her kesin beynine kazınmalı ,önlemler alınmalı, belki biraz yavaşlatılabilir şu küresel ısınma düşmanı....
Sürekli net'de dolaşıyorum gerçekten moralim bozuluyor.

Bu arada blog alemi yine çalkalanıyor. Bir vatandaş begendiği yazıları alıp kendi yazmışcasına blogunda yayınlıyormuş. Şükür kopyalanacak parlak yazılarım olmadı hiç. Herkesin dikkatine aşağıdaki yazı bir haber sitesinden ufak bir alıntıdır. Ha ha ha ha :))


Sera gazı artışlarının ve diğer insan etkilerini de hesaba katarak küresel sıcaklığı yeniden oluşturan modeller (kırmızı çizgi), ölçülen sıcaklıklarla (gri çizgi) oldukça örtüşüyor. Bu modeller sadece doğal etmenler ile küresel sıcaklığı oluşturduklarında ise (mavi çizgi), şuanda gerçekleşmeyen hafif bir soğumanın olması gerektiği görülüyor. Modellerin küresel sıcaklıkları makul ölçülerde üretebildikleri 20. yy içerisinde gerçekleşen dört büyük volkanik patlamaya göre yapılan tahminlerle sınanmış: her patlamadan sonra modellerin tahmin ettiği gibi kısa soğumalar gözlenmiş."

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Eskişehir - Tokathan arası


Geldik işte aslında daha uzun kalsaydık yeriydi.Köyümün akşamları serindi yorganla yatıyorduk burda cehennem sıcağındayız. Ama ramazan kapıda geldi evde olmalıyım.
Dedenin köy
evinde tamirat vardı bu sefer anne çalıştı çok foto çekemedi. Tosun ise doyasıya oynadı ben çoğu zaman itiraz etsemde toza , çamura bulandı.

Gelincede rahatsızlandım , yorgunluktan olsa gerek. Bugün iyiyim biraz blog arkadaşlarıma bakıyım dedim.
Begüm başlamış artık bezsiz takılmaya , Arda'da..
Yaz gireli alıştırma kilotlarıyla geziyoruz ama bizimkisi daha bir kere bile ne klozete ne de lazımlığa oturdu. Tek yaptığı işi bitince haber vermek.Arkadaşlarımıza çok imrenmekle beraber '' demek daha vaktimiz var hazır değiliz diyoruz''