28 Haziran 2009 Pazar

Sayılar









Nerdeyse 1 ay oldu bu kitabı yaptığımız ancak atabiliyorum buraya Yapılış aşamaları diğer kitaplarımız gibi..

25 Haziran 2009 Perşembe

Doğal mı? Uyumlu mu? Asi mi?

Seminerler bitti sayılır artık.Okula yeni başlamam sebebiyle yeni yeni ısınıyoruz birbirimize.. Dün Türkçe öğretmeni bir arkadaşla muhabbet ettik biraz.. Bir konferansa gitmiş. Konferansın kendisine çok faydalı olduğunu çok memnun kaldığını belirtti. Biraz çocuklardanda bahsedilmiş psikolog.. Anlattığı şeyler arasında( kalabalıkta anlayabildiğim kadarıyla.. Her kez bir yorum yapıyordu):
Çocuk 3 kısımda incelenirmiş.. Doğal çocuk , uyumlu çocuk ve asi çocuk..

Uyumlu çocuk bir nesne gördüğünde almaya çalışır fakat anne işaret parmağını sallayarak '' Tuna hımm onunla oynamak yok '' der ve çocuk '' tamam'' der ve nesneyi yerine koyar.. hayatının bir çok evresinde anne çocuğun davranışlarını kontrol etmeye çalışır. Eğer çocuk bunu sürekli içine bastırırsa sonunda pısırık bir kişiliğe bürünebilir, bunalıma girer vs. vs.. Tabi tüm uyumlu çocuklar böyle olacak değil.. Ama bazı yönlerine yansıyordur eminim..

Asi çocuktada çocuk yine iş başındadır bir şeyleri kurcalar. Anne yine müdahale eder fakat bu sefer '' Size ne oynuycam işte, hiç birşeye izin vermiyorsunuz '' diyerek ortalığı birbirine katar.. Bizim şu anda okullardada sık sık gördüğümüz öğrenci modelleri bu gruba giriyor olsa gerek bir şey söylemeselerde giyimleriyle belli ediyorlar..

Doğal çocukta yine iş başındadır nesneyi alır. Anne yanındadır ama birşey demez sadece izler. Çocuk nesneyi mıncıklar, yalar, inceler sıkılır ve yerine koyar. anne ancak çocuğa zararlı olbilecek bir durum mevcutsa devreye girer. Böylece kendinden emin , dışardan uyaran almadan,birisinin sürekli yönlendirmesine ihtiyaç duymadan yaşayabilen sağlıklı bireyler yetişir..
Bizler çoğu anne babalar gibi uyumlu çocuk yetiştirmeye çalışıyoruz..
Şimdi gözünüzün önüne getirin tüm gün boyu tosunlarınız , cimcimelerinizle nasıl bir diyalog içindesiniz..
Ben önce kendi çocukluğumu düşündüm uyumlu bir çocuk olarak yetiştirildim arada isyan ettiğim oluyordu , ha bunalıma falan da girmedim oratalığı yakıp yıkmadım acaba hangi kategorideyim..
Şimdi tosunum ve kendimi düşünüyorum bir çok yönleriyle onu da uyumlu bir çocuk gibi yetiştiriyorum galiba '' ama oğlum ona ellenmez sen kendi oyuncaklarınla oyna '' falan.. Sanırım biraz kendime çeki düzen vermeliyim. Biraz moralim bozuldu konuşurken her şeyi dört dörtlük yapmak mümkün mü her şeyi zamanında okumak ona göre davranmak..
Dip not: Yok ya şimdi düşündümde çokda kötü sayılmam.. Tunam çok mutlu bir bebek :))

21 Haziran 2009 Pazar

Babalar gününüz kutlu olsun

Biz de bir çoğumuz gibi babalar gününü bir hafta önce kutlayanlardanız Sonra anladık ki erken bir kutlama olmuş ama olsun bir daha kutlayalım..
Her ne kadar anneler çocukları için daha çok fedakarlık yapıyor gibi gözükselerde..
Hani hep deriz ya her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır diye, her başarılı ve yorgun ,sürekli emzirmeye kalkıp bitap düşmüş,her gün taze taze yemek yapmaya çalışıp bugün ne yapıcam yine diye kara kara düşünen, hem ev, hem bebiş, hem işle uğraşıp eşlik vazifesinide yerine getirmeye çalışan , bir yandanda aman sosyal hayatımda olsun gezmektende kalmayım diyen annelerinde arkasında harika babalar vardır..
Mesela benim kocam.. İlk günlerde tosunumu bir yerleri kırılacak, canını acıtacam diye tutmaya bile korksada , sonraki günlerde gaz çıkarma, banyo yaptırma ,alt değiştirme, yemek yedirme konularında ders verecek hale kadar gelmiştir benim kocam..
Karadeniz erkeğidir sert görünür ama oğlunun ufacık bir ağlamasıyla bile gözleri dolacak kadar yufka yüreklidir..'' Kurban olsun sana baban '' der başka bir şey demez..
Akşam ne kadar yorgun olursa olsun tosun yatasıya kadar onunla oynar, kitap okur.. Tosun ile ilgili bir eksikliği dikkatsizliği asla kabul etmez hemen uyarır anneyi.. Hafta sonları anne dinlensin diye sabahın erken saatlerinde o ilgilenir tosunuyla..
Her gün göre göre beni sallamayan tosunum babasına aşıktır zaten iki gözü babasındadır kaçıp gitcek diye gün boyu peşinden ayrılmaz babasının..
Canım kocam tosunun ve ben seni çok seviyoruz..
Tek baba bizimki değil tabii.. 7 sene boyunca beni hergün yaz kış demeden okula gitmem için Esk. Ank. yoluna çıkaran ,olmadı tayinim Mardin'e çıkınca tası tarağı toplayıp yanıma gelen bizi hiç birşeyden mahrum etmeyen babamın..
Böyle bir oğul ve baba yetişdirdiği için, tosunuma yeri gelip tüm gün boyu baktığı yedirip içirip altını değiştirdiği için, annenin alışveriş merkezlerinde gezmesi için saatler boyunca tosunla ilgilendiği için Mehmet babamında babalar günün kutluyorum sizleride çok seviyoruz..
Babalar gününüz kutlu olsun...

20 Haziran 2009 Cumartesi

İlle başlıkmı atmak lazım

Bu gün cumartesi işe başlamanı ilk haftası bitti. Ben Tuna'mı çok özlemekle beraber benim sıpam ben gidiyom geliyom hiç umrunda değil babanesiyle gayet güzel vakit geçiriyorlar..
Geldiğimizden beri oğlum değişti aslında Eskişehirde başladı. Bir memnuniyetsizlik, sürekli mızıldanmalar ağlamalar ki ben oğlumun sıkıntısı yoksa hiç ağlamamasıyla övününür dururdum hele ilk iki gün zordu biraz biraz iyiyiz. Yemek kaç gündür çok zor yeniliyor beyfendi tarafından.. Israr etememeye çalışıyorum ama onun yağları erirken benimde içimin yağları eriyor.. üstüne birde sıcak uyumakda zor oluyor..Yoksa oğlum beni protestomu ediyor acep?
Yürüme konusunda hergün biraz daha cesaretleniyor. Suya ağzını son noktaya kadar büzüştürüp '' duu duu'', meyvaya '' memma'' diyor.. vurma konusunu biraz aştık cicişş'e dönmeye başladı ama ben kızarsam daha çok yapıyor sırıtarak.. ilgisi başka yöne çekilmeye çalışılıyor bakalım.
Bu gün şu satırdan sonra 3 kez yazdım ama bir türlü yayınlayamıyorum yazdıklarım silinip duruyor vazgeçiyorummmm..

17 Haziran 2009 Çarşamba

Artık yürüyoruzzz

Tosunum bu gün itibariyle ilk adımlarını attı Çok uzun adımlar değil ama işte 4- 5 adım yine tam cesareti gelemedi oğlumun o patates ayakları daha erimedi ki nasıl denge kuracak..

16 Haziran 2009 Salı

Ayrılıkkk yaman ayrılık

Ve sonunda geldik kısacık bir yazı olcak bu.. Babanemiz tosunumu gezdirirken bende kaçamak yapıp biraz bakayım dedim ne çok şey birikmiş okunacak..
Pazartesi okula başladım tosunumdan ayrıldım aklım ruhum hep evde ne yepıyor yedimi uydumu huzursuzmu beni arıyor mu? uyuyorsa diye arayamıyorumda hemen uyanır gürültüye sıpam benim ama 1 seneden sonra bu ayrılık zor geldi doğrusu bakalım seneye asıl maraton başlayınca ne olacak..
Bu tatil çok iyi gelmedi bize tsunum huy değiştirdi halen devam ediyor halerimiz neyse bunu ayrı bir postda yazarım. Biraz kendime geleyimde...

5 Haziran 2009 Cuma

Leylek gördük yol göründü..

Bir süre yokuz kısa bir zaman ama aklımız ve gönlümüz takipte olduğumuz bloglarda olcak. O zamana kadar bol bol yazın gelince ilgiyle okuyalım..

3 Haziran 2009 Çarşamba

Kıpır kıpır kıpırcan



Ya tek bununlada kalsa yeri her an yüreğimi ağzıma getiriyor. Yatağının yanındaki şifonyere,TV sehpasına, orta sehpaya çıkmaya çalışmalar.. bulabildiği her yere çıkıyor tosunum.. bu günde parmaklığa ayağının tekini atmış babasına sırıtıyordu. kesin bir şekilde hayır diyoruz fakat yinede güle güle çıkmaya çalışıyor.. Eyvahlar olsunnn..




Patates çorbası

Çorbayı ailecek çok seviyoruz.Bu sebeple her şeyin çorbasını yapmasını çok severim. Karnıbahar, havuç,brokoli, soğan, kurufasülye( Murat'ın vazgeçemediklerinden)..
Hele ki ek besinlere geçişte çok lazım oluyor.
İşte Tuna'mın sevdiği bir çorba tarifi daha..

Patates çorbası:

Malzeme:

2 patates
1 soğan
2 diş sarımsak
1 kase yoğurt
2 çorba kaşığı un
Yapılışı:
Patatesleri küp küp doğruyoruz.Tencerede soğan ve sarımsağı 3 4 dakika kavuruyoruz ardındanda patatesleri.. Üzerine sıcak su ilave edip pişmesini bekliyoruz.

Terbiye için:
yoğurt un ile su ilave edilerek karıştırılıp pişen çorbanın içine akıtılıyor. Çorbaya tuzunu ilave edip biraz daha kaynatıyoruz. servis yaparkende üzerine tereyağında kızarmış ırmızı biberi döküyoruz..
Afiyet olsun..

2 Haziran 2009 Salı

iyiki doğdun Emine abla





Hafta sonu Emine ablamızın doğum günü vardı.Aile içinde olacak kutlamaya bizide çağırdılar teşekkür ederiz.
Nice yıllara Emine ablaaa!!

1 Haziran 2009 Pazartesi

Doktordan öncesi .. sonrası

Haftasonu Eskişehir'e gitmeyi planlıyorduk 1 hafta sonraya erteledik tekrar dede , anane , babane ziyareti yapıp babanemizide alarak dönücez..
Çünkü ayın 15'inde göreve başlayacağım ilk defa tosunumdan ayrılacağım.. Korkuyorum ondan ayrılmaya, çalışan anneler grubuna katılmaya hele Eylül'lü hiç düşünemiyorum bakalım hayılısı..
Bugün tosunumun Dr ziyareti var. Sağlık ocağındaki kilosu 12450 gr çıktı ama dr'da hep daha düşük çıkıyor anadan doğma soyununca.. Artık eskisi gibi kilo almıyor muhallebi tatlı kurabiye hiç vermiyorum biraz vermek gerektiğini biliyorum ama hem bu tür şeylerle karnı doyuyor hemde alışacak diye korkuyorum birde dr'un uyarısıda eklenince hepten kestim.. Biraz biraz vermeye başlayacağım artık..
Tunamın adı tosun kaldı adına yakışır bir biçimde evde gün boyu koç gibi kafasını eğip emekliyor üstüne birde anneye '' Toss'' yapıyor çok tatlııı..
Sezen teyzesi taşıtları öğreten puzzle verdi ancak arabaların sesinde çok korkuyor bunu bir süre daha bekletmeye verdik.. Başka bir gelişmede birkaç gündür şaşırtıcı bir şekilde dergilere saldırmadan birlikte okuyoruz inceliyoruz parmağının ucuyla gösterip kendince birşeyler anlatıyor.. Tanıdık resimleri görünce seslerini çıkartıyorr.. Örneğin tavşan görünce burnunu çekmeye başlıyor, horozda '' uuuu uuu'' , köpekte ''ovv oov'', ayıda''kurkk kurk'' diye kendince sesler çıkartıyor.. Araba fix zaten ya ''düü düü'' ya da ''bunn bunn'' çok hoşuma gidiyor bu halleri.
Topu görünce '' at at'' diye başlıyor hemen eline geçen herşeyi bunu söyleyerek atmaya başladı.. Bide buna sevmediği kızdığı şeylere '' ah ah'' diye dövmelerde eklendi.( yazdımmı acaba bunları) Yemek yerken soruyorum ona '' ağzındaki bittimi annecim?'' o küçücük ağzını yırtılırcasına açılıyor.. '' annecim bunuda yiyecekmisin?'' o küçücük kafasını bir o yana bir bu yana sallıyor doymuş tosunum her yeni bir sey gördüğünde şaşırma ifadesi yüzümüzde tebessüm bırakıyor..
.......

Yazdığım yazıdan üç gün sonra
.......
Dr'umuza gittik herşey çok güzel 12.320 gr gösterdi tartımız.. Boyumuzda 78,5 cm olmuş bu sefer ayakta boyumuzu ölçtük..İstemediğimiz bir davranış yaptığında kesin ve net bir tavır sergilememiz gerektiği, ilgisinin hemen başka bir yöne çekilmesi gerektiği çocukla cebelleşmenin bir anlamı olmadı söylendi ok. dedik biz zaten bunları yapıyorduk dedik.
Tuvalet eğitimine başlanması gerektiğini söyledi am tabii ki oturağa oturtup yaptırmaya çalışmak değil kastettiğimiz eğitim olarak vermek.. ben uzun bir süredir bunu yapıyorum beraber tuvalete giriyoruz anlatıyorum ona '' annecim bak bu klozet tuvaletini büyüyünce buraya yapacaksın sonra sifonu çekip kapağını kapatacaksın olur mu?'' en çok sifon çekme olayına bayılıyor bir temizlemek için fırçayı tutmaya çalışıyor ancak anne engeliyle karşılaşıyor.. altını açtığındada ''aa bakk çişş , kaka yapmışsın büyüyünce beze değil klozete yapacaksın'' gibi sözler söylüyorum. Yaptığı kakasına hayret dolu gözlerle bakıyor..

Oluşabilecek kazalarla ilgili bize bilgi verdi.. su çiçeği aşımız 15. aydaymış.. bol güneş banyosu çırılçıplak 1 dk.'la başlanacak..
Birşeyleri yalandanda olsa dövme davranışımız olduğunda mutlaka karşı çıkılması gerktiğini belirti '' eyvah '' dedik '' ama biz düşünce yeri dövüyoruzz, sevmediğimiz bir oyuncağı görüncede oyuncağı'' bu davranışı unutturmak zor olcak Tuna'm korktuğu her şeyi dövüyomuş gibi yapıyor şu sıra.. '' Arkadaş ortamına girdiğine arkadaşına bir tokat yapıştırırsa hiç şaşırmayın ''dedi doktorumuz bizde suçlu suçlu bir dahaki görüşmeye kadar el salladık çıktık odadan..
Köpek dişleri geliyor derken önce arka azılar çıkarmış köpekler değil oysaki 1 aydır köpek dişlerinin çıkması gereken yerdeki şişliğin aşağı doğru inişini izliyordum.. ısrarlada bunu Dr' a bunu izahat etmeye çalıştım. Yani Esra karşındaki her zaman danıştığı profösör sen hala ısrar ediyorsun..