30 Nisan 2011 Cumartesi

Paskalya yumurtası boyama

Sürekli oynarsan bu sıpayla başa çıkıyorsun. Oyna oynada nereye kadar.Bu sebeplen bloglar dolaşıldı,benim Tuna'nın doğumundan beri takip ettiğim Pinik kuş'dan yine harika bir fikir edinildi.
Paskalya yumurtası!!



Yumurtayı pişirerek boyama değilde içini boşaltarak boyama vardı tarifte.
İsteyenler için Ayça çok güzel yazmış. Bir tık.
Yalnız ben sabitlemek için 2,5 numara örgü şişi, ve oyun hamuru kullandım.Saksı yerinede içinde oyun hamuru bulunan kabını. Zevkli dakikalarr...




22 Nisan 2011 Cuma

Bayramınız kutlu olsun çocuklar.


Tüm dünya çocuklarının bayramı kutlu olsun..

Uyarı!!

Sadece linkini yazıp bırakmak istemedim.Kısacıkzaman alır okurmusunuz?


> Arabanızda bulunduracağınız
plastik su şişesindeki su
çok tehlikelidir.

> Plastik su şişeleri Sheryl Crow'un göğüs
kanseri olmasının en büyük nedenidir.

> Plastik şişeler özellikle
Avustralya’da yüksek sayıda görülen
göğüs kanseri vakalarının en büyük
nedenidir.

> Annesine çok yakında göğüs kanseri
teşhisi konulan bir arkadaşımıza doktor
şunu söyledi:
"Kadınlar arabalarda bırakılmış
plastik su şişelerinden su
içmemelidir"

> Doktor: Yüksek sıcaklık ve şişe
plastiklerindeki belli kimyasallar
göğüs kanserine neden olabilir.
Lütfen dikkatli olun ve arabada
bırakılmış plastik şişelerden
su içmeyin!..

> Lütfen bu bilgiyi etrafınızdaki bütün
bayanlara iletiniz.

> Bu bilgi kesinlikle iyi bilmemiz gereken ve
sakınmamız gereken bir tehlike ile ilgilidir.

> Bu bilgi yaşam kurtarabilir.

> Yüksek sıcaklık plastiğin içindeki
toksinleri suya ve yiyeceklerimize
geçiriyor ve doktorlar bu toksinleri
kanserli hücrelerimizin etrafında
kolaylıkla gözleyebiliyorlar.


> MÜMKÜNSE, PASLANMAZ
ÇELİKTEN BIR TERMOS YA DA
CAMDAN YAPILMIŞ ŞİŞELER,
KAPLAR KULLANALIM !


> Mikrodalga fırınlarına plastik
tabak ve kutuları koymayınız!....

> Plastik su şişelerini buzluğa
koymayınız!...

> Plastik tabak örtülerini
(SARAN WRAP, STREÇ v.b.)
mikrodalga fırınına koymayınız.

> Dioxin isimli kimyasal madde kansere
neden olur, özellikle göğüs kanseri.

> Dioxin maddesi vücudumuzdaki hücreler
için bir zehirdir.

> Plastik şişeleri içinde su varken
dondurmayınız. Bu durumda plastik
içindeki Dioxin'i açığa
çıkartmaktadır.

> Geçen gunlerde. Edward Fujimoto,
Wellness Program Manager (Castle
Hospital) bir TV programında bu sağlık
tehdidini açıkladı. Dioxinlerin
bizler için ne kadar tehlikeli olduğu
gerçeğini anlattı.

> Yiyeceklerimizi mikrodalgada plastik
kutular içinde ısıtmamamızı istedi.

> Bu özellikle içinde yağ olan yiyecekler
için daha önemlidir.

> Yağ, yüksek sıcaklık ve plastiklerin bir
araya geldiklerinde Dioxin açığa
çıkarttıklarını ve bunun vücudumuzdaki
hücrelere geçtiğini açıkladı.


> Plastikler yerine Cam, Pyrex,
CorningWare ya da seramik den yapılmış
kapların kullanılmasını tavsiye etti.

> Microwave (Mikrodalga) için hazır
üretilmiş çabuk ısıtılabilen yiyecek
paketlerini başka bir kaba aktararak
ısıtınız. Kâğıt çok kötü bir malzeme değil
ama içinde ne olabileceğini hiçbir zaman
bilemeyiz. Pyrex, ISIcam, CorningWare
gibi kapları kullanmak çok daha güvenlidir.

> Bazı zincir (fast food) restoranları yakın
geçmişte plastik kutulardan kağıda
geçtiler. Bunun en büyük nedeni
dioxin problemidir.


Ayrıca, Saran Wrap (veya Streç) ismi
altında satılan tabak ve kutuların üzerine
örttüğümüz ince plastik film de
mikrodalga fırınına girdiğinde diğer
plastikler kadar tehlikelidir.




> Mikrodalgada yiyecek ışınlanırken
yüksek sıcaklıklar ince plastiği eritebilir
ve erimiş plastik yiyeceğinize karışabilir.

> Mikrodalga kullanırken yiyecek
kaplarınızı plastik yerine kağıt
havlu ile örtünüz.


> Bu yazıyı tüm tanıdıklarınıza
gönderiniz.


> Dr. Cengiz Camcı
Professor of Aerospace Engineering
The Pennsylvania State University.

:0 oooo

Az önce yatarken nasıl olduysa '' Anne ben artık çişimi, kakamı söyliycem?'' sözleri çıktı ağzından..
Allahım bana 3 yaşa gelirken bu günleride gösterdin ya:) İşleme geçmesekde bu sözler bile yetti bana.

10 Nisan 2011 Pazar

Kısa kısa aktivite , eğlence

Geçen hafta kitapçıda dolanırken OSHO Çocuk'a bir göz attım.Bir kaç satır okudum,hoşuma gitti.Kitapda der ki;
''Batıda her yeni anne adaylarının ya da annelerin elinde, evinde onlarca kitap ve kitap ne derse çocuğunu o şekilde eğitmeye çalışıyorlar. Kanımca elinizde böyle kitaplar varsa hemen atın...''
Devamı var tabi kısaca kitaba göre çocuğun yetiştirilemeyeceğinden bahsediyor.Hamilelik öncesi hamileyken, anne olunca deli gibi kitap okudum.Bana uyan yaklaşımları aldım. Doğru muydu? bilemiyorum.Ben sadece mantığım neyi kaldırıyorsa onu uyguladım. Ha doğru mu yaptım, yapıyorum? Umarım öyledir.
Neden girdim bu konuya bilmem aklım şu sıra hep bu konu üzerinde dolanıyor. Neyse tosunu oyalamak üzere Murat'la eski oyunları hatırlayıp oynuyoruz.Oyunu adı:

SICAK- SOĞUK

Herhangi bir nesne baba tarafından saklanır. Anne ve oğul bulmaya çalışır. Nesneye yaklaştıkça baba hızlı bir şeikde ''sıcakkk'' der, uzaklaştıkça yavaş bir şekilde '' soğukkk''. Ama anne ve baba bir yanlış yapmaktadır. Çünkü tosun uzaklık ve soğuğu ya da sıcaklıkla yakın kavramlarını bağdaştıramamaktadır.Neyse bu kavramlar yerine direk yakın ve uzak demeye karar vermişlerdir.
Oyunda arabayı biz saklasakda tosun bulmakda , kendi saklasada yine tosun bulmaktadır:))

Oyun bulamadığımız zamanlarda da amaçsız bir şekilde rasgele kağıtlar kesilip tosun tarafından yapıştırılır. Yaklaşık bu 10-15 dakika onu oyalar.



Oyun grubumuzdaki anneler benimde okuldan arkadaşlarım. Bu hafta anneler adına buluştuk . Çocuklar kendileri takıldılar. Deli danalar gibi koşturdular. Kitap, araba için kavga ettiler, güldüler..




Akşama amcalara misafirliğe gittik.Yine çok güzel ağırlandık.Teşekkür ederiz Aysel yenge!!!

5 Nisan 2011 Salı

Bu bir iç dökme yazısıdır-2


Çok sorgulamaya başladım kendimi şu seminerden sonra, iyice takıldım takıldıkça battım galiba. Sorguladıkça daha çok bocalıyorum.
Dün okuldan geldim. İnanılmaz yorgunum ve Tuna'yla beraber uyumanın hayalini kuruyorum. Süperr dinlenicem ( Niyeyse hafta sonu daha çok yoruluyorum)
Ama benim oğlum uyumamakta ısrar etti 1,5 saat yatakta cebelleştik. Uyumadıkça ben sinirlendim. uyumadıkça küplere bindim. Hatta uyumazsa Şimşek izleyemiyeceğini söyleyerek oğlumu tehtit ettim. Amaa baktım vakit bir hayli geçmiş artık pes ettim.1 saat boyunca somurtup oturdum. Tuna'mın bana oyun adına getirdiği herşeyi geri çevirdim. Çok yorgundum ve oynamak istemiyordum. Zorundamıyım yanii ben kendimden geçmişken çocuğum eğlensin diye çatlamalımıydım?.

Bilemiyorummmm. İşte burda durulur.

Yine içimdeki vicdan azabı konuştu. '' Yapmaaaa çocuk uyumak istemedi,oyun istiyor'' Kitaplar çıktı, arabalar yürüdü, yangınlar söndürüldü.annenin bitme noktasına geldi an yaklaştı. Üstüne babanın maçı olduğu öğrenilip. Tosunun yine akşam uyumak istememe krizi üstüne tuz biber oldu. Ben artık patlamanın son noktasındayım ve patladım ama şükür ki tosuna değil uyuyunca ağlayarak rahatladım. Bu göz yaşı ne kadar güzel birşey aslında sanki günün tüm yükü yaşlarla birlikte süzülüp gitti gözlerimden...