23 Şubat 2011 Çarşamba

Yazmak ya da yazmamak

Niyeyse 2,5 yaşından sonra daha yavaş değişmeye başladı. Eskiden her hafta aa bak bunuda yaptı derken son aylarda bariz değişiklikler yok.Ama dil maşallah papuç gibi:))

Hala uyurken yanında yatıyorum. Hala ayakta sallanma isteği var. Bir çok şeyde katı kurallarım varken uyku konusunda hiç başarılı olmadım. İşte o anlardan birisi..
T: Annecim ayağında sallarmısın?
A: Ama sana sarılsam olmaz mı öyle uyusak?
T:Olabiliy tabii ama ben mutlu oomuyolum böölee. Bana salılman gelek.
A:?!! Peki o zaman:))

Çoğu zaman doğru dürüst yemezken tabağını bitirdiğinde çok mutlu oluyor tosun. Ellerini yumruk yapıp kafasına sert bir şekilde vurarak:
-Kafama bak kafama kocaman oldu. Büyüdüm ben artık.:))
Sonra ani bir karar değişikliği,
-Hayıyyy ben küçüküm daha büyük değilim sen yapmalısın. Diyor işine gelmeyince sevgili sıpam.

Artık tosunun tam üçkağıtçı olacağını düşünüyorum. Bir kaprisler, bir nazlar, ağız burun değiştirmeler..

Geçen postlarda puzzle yapıyor diye yazmıştım. Birden 30,36'lık karton puzzle yapmaya başladı. Dünde 49'luk aldık.Bunda biraz zorlandı tabii. Galiba çocuğum puzzle'ın nasıl yapılacağını keşfetti. Sürekli bundan yazıyorum. Bir ara kafama takmıştım. '' Benim oğlum aptal galiba niye yapamıyor ?'' diye hayıflanıp duruyordum. Daha şimdiden başladım çocuğum üzerindeki beklentilere..




.....

Bu posta bir kaç gün önce başlamıştım aslında, başlığıda şimdi yazacaklarıma dayanarak koydum.

Dün akşam yemek yaparken bir an düşündüm.'' Niye yazıyorum ben? '' Acaba yaşanılanları bu kadar ayrıntıyla yayınlamak ne derece doğru? kendim için mi? yoksa tosun için mi yazıyorum? Tosun içinse bunu bir deftere yazıpta ona büyüyünce bırakabilirim.
Evet anladım sonunda ben bu işi kendim için yapıyorum. Rahatlıyorum paylaştığımda sıkıntılarımı mutluluğumu, belki normal yaşamda çok güzel içimdekileri dile getiremeyen ben yazarken daha sosyal oluyorum, daha gerçekçi..

4 yorum:

sanberk dedi ki...

ah canım çok doğru yazmışsın çocuk için değil kendimiz için birisiyle paylaşamk istediğimiz için yazıyoruz.Ben de birisiyle paylaşıyorum diye çok rahatlıyorum yaşadığım güzel anları ve o kdar mutlu olmayanları paylaşmak beni çok memnun ediyor.

Dediğin gibi biizm çocuklarımız şanslı diyoruz da ama aslında öyle değil çünkü onların üzerinde yükü çok daha büyük biizm beklentilerimiz daha büyüktür çünkü.

Maşalalah kocamanpuzeler yapıyormuş demekki:)

Adsız dedi ki...

Esra hanım,
Her çocuğun farklı bir yeteneği vardır. Çocuklarımızı bir yarış atı gibi birinciliğe koşturmamız gerekmez. Zaten bunu onlar içinde yapmayız kendimiz için, kendi egolarımız için onların başarılı olmasını isteriz. Niye mi? Çünkü insanız. Önemli olan onların sağlıklı büyümesidir. Bizim asıl yapmamız gereken onları bu dünyaya bir birey olarak hazırlamaktır. Yoksa derslerde en yüksek notu alsa ne olur, 100' lük puzzle yapsa ne olur. Bizler puzzle mı yaptık allah aşkına. ( Genelleme yapmayayım en azından ben yapmadım.) Zamane çocuklarının hepsi birer dahi yeter ki yapmak istesinler. Hepsi çipli geliyor.

Ömer Tuna dedi ki...

Fikriye, yazınca gerçekten rahatlıyorum. Tuna için başladım yazmaya ama benim günlüğüm gibi oldu şimdi. Arada sizlere danışmak harika oluyor.

Adsız merhaba adını yazsaydın isminle hitap etmek isterdim.Bu yazdıklarım kendime eleştiriydi zaten. Yapılmaması gereken fakat içten içede bir çok çocukla kıyasladığımız kriterler. Evet haklısınız yapsa ne olur yapmasa ne olur? Ama söyleyin bana başka çocukları görüpte içinden kendi evladıyla kıyaslamayan anne var mı?

Adsız dedi ki...

Yok tabiki de. Dedim ya sonuçta hepimiz insanız. Blog resminde yazdığınız gibi bir gülüşleri ömre bedel değil mi? Benim bütün çocuklara dileğim,
Hayatları boyunca mutlu olsunlar, sağlıklı olsunlar ve doğru insanlarla karşılaşsınlar.